AB'ye yalvarmadan başımız dik gireceğiz Avrupa için Türkiye bir şifadır Başbakan Ahmet Davutoğlu 23 Ocak 2015 ZÜRİH
AB'ye yalvarmadan başımız dik gireceğiz
23 Ocak 2015 ZÜRİH
Başbakan
Davutoğlu,
dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir'' dedi.
Davutoğlu, Trafo Otel'de düzenlenen ''İsviçre Buluşması'' toplantısında, ülkede yaşayan Türk vatandaşlarına hitap etti.
AK Parti felsefesi tam doğru anlaşılsın, yerine otursun diye son 10
günün takvimini paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, 10 gün içinde
Paris'te terör saldırısına karşı Avrupalı liderlerle birlikte
yürüdüklerini, orada bulunuşlarının Avrupalı Müslümanlar adına hiçbir
kimsenin İslam ile terörü yan yana zikredemeyeceğini göstermek için
olduğunu söyledi.
Orada hem vatandaşlarla görüştüklerini hem de
Fransa'daki Müslümanların liderleriyle oturup konuştuklarını,
dertleştiklerini anlatan Davutoğlu, sonra Berlin'e geçtiklerini ve
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ikili görüşmeler yaptıklarını
anımsattı.
Bunun yanı sıra Berlin'de ırkçılar tarafından
Müslümanlar yatsı namazını kılarken yakılan Fatih Camisi'ni yerinde
ziyaret ettiklerini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Orada
da nerede olursa olsun, her türlü ırkçılığa karşı başımız dik bir
şekilde ayakta duracağımızın mesajını verdik. İşte bir kez daha
Zürih'ten sesleniyorum; İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini
olarak devam edecektir. Endülüs'ten Osmanlı'ya ve yarım asır önce
Anadolu'nun her bir köşesinden çıkıp, o kutsal yürüyüşle buraya gelen, o
yiğit insanların getirdiği ve Avrupa'ya ezanla birlikte çil çil kubbe
gibi serpiştirdiği, o mescitler, o camiler mutlaka korunacaktır, onlara
uzanan ellere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.Tekbiri Zürih'e
taşıyan kardeşlerimin alnından öpüyorum, Allah sizi yetiştirenlerden
razı olsun. Buralara, bu diyarlara tahta bavullarla gelmekle birlikte,
fakir bir şekilde gelmekle birlikte, gönlü zengin bir şekilde, imanını
koruyan o ilk gurbetçilerimize selam olsun, onların evlatlarına selam
olsun. Allah'ın rahmetine kavuşanlara rahmet diliyoruz. Onlar ne mübarek
insanlar ki Anadolu'dan Rumeli'den bu diyarlara geldiklerinde, buralara
öyle bir tohum ektiler ki Allah'ın izniyle o tohum, Avrupa merkezinde
bir adalet çınarı olarak yükselecek. Kimse bunu engelleyemeyecek.''
Müslümanlar ve Hristiyanların Avrupa'da barış içinde yan yana
yaşayacağını belirten Davutoğlu, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini
söyledi.
Berlin'den Türkiye'ye döndükten sonra Brüksel'e gittiklerini ve orada
da Anadolu'nun evlatları tarafından coşkuyla karşılandıklarını ifade
eden Davutoğlu, burada Avrupa Birliği liderleriyle, Avrupa Birliği
Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude
Junker ile açık ve net görüşmeler yaptığını hatırlattı.
Türkiye'nin AB yolunda stratejik kararlılığını bir kez daha vurguladıklarını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Önümüze getirilen engellere rağmen, önyargılara rağmen, her türlü
provokasyona rağmen Türkiye, Avrupa Birliği yolunda yürümeye kararlıdır.
Neden biliyor musunuz? Hem Türkiyesiz Avrupa büyük bir eksiklik
olacaktır ama en önemlisi de sizler için, Avrupa Birliği yolunda
yürümeye devam edeceğiz. Madem ki burada bizim kültürümüzü, örfümüzü,
dilimizi, dinimizi temsil eden kardeşlerimiz var, madem ki 45 milyon var
Avrupa'da Müslüman, işte Türkiye Avrupa Birliği'nin parçası mutlaka
olacaktır. Mutlaka bir gün Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Yalvarmayacağız,
dilenmeyeceğiz, hiç bir özel ayrıcalık beklemeyeceğiz. Başımız dik bir
şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle,
örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Siz aziz Zürihliler,
İsviçreliler, siz Avrupa'nın kalbinde böyle dik duruyorsunuz, bize
dünyanın her yerinde baş eğmek yakışır mı? Siz bir an bile tereddüt
etmeden bizim kültürümüzü Avrupa'da yaşıyorsunuz, biz o kültürden bir
zerre dahi fedakarlık eder miyiz? Başımızı eğer miyiz? Eğmeyiz Allah'ın
izniyle, eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Biz baş vermiş ama baş
eğmemiş Çanakkale'nin yiğitlerinin torunlarıyız.''
Avrupa Birliği'ne kararlı şekilde yollarına devam edeceklerinin, hiç
bir şey talep etmeden hiç bir şey dilenmeden, başları vakur bir şekilde
gireceklerinin altını çizen Davutoğlu, şöyle devam etti:
''2002'de iktidara geldiğimizde, o zaman yaptığımız görüşmelerde,
fısıltı halinde de olsa, bazen de seslerini yükselterek şöyle derlerdi:
'Türkiye Avrupa'ya girmek için çok fakir, çok zayıf, alırsak Avrupa'ya
yük olur. Alırsak Türkiye'ye milyarlarca, yüz milyarlarca avro katkı
yapmamız beklenir. Türkiye krizden yeni çıkmış fakir bir ülke'.
Elhamdülillah onların önünde hiç bir şey talep etmeden, o fakir
dedikleri ülke bugün dünyanın yükselen gücü, G-20'nin başkanı. Onlardan,
hani başka ülkelere yaptıkları gibi yüz milyarca avro istemeden, talep
etmeden, tek başımıza alnımızın teriyle buralara geldik. Milletimizin
helal kazançlarından aldığımız vergilerle buraya geldik. Çalışkan
milletimizin ahlakıyla buraya geldik, çalışkanlığı ile buraya geldik.
Allah bizi hiç bir zaman, hiç bir şekilde namerdin karşısında mahcup
etmesin, değil merde namerde bile muhtaç etmesin. Biz o yılları
biliriz, 1 milyon dolar için neler yapıldığı yılları biliriz ama şimdi
öyle değil. Şimdi de diyorlar ki aynı çevreler 'Türkiye, Avrupa
Birliği'ne girmek için çok güçlü. Eğer Avrupa Birliği'ne girerse,
Avrupa'nın karakterini değiştirir, Avrupa Parlamentosu'nun dörtte biri
Türk olur' diye çekiniyorlar.
12 yılda 'Türkiye zayıf, Avrupa'ya
giremez' diyenlerden, 'Türkiye çok güçlü, girerse Avrupa'yı değiştirir'
denilen günlere geldiklerini ifade eden Davutoğlu, 'İşte AK Parti
yılları bu yıllar. İşte sizin Zürih sokaklarında, İsviçre sokaklarında,
ve bütün Türklerin, bütün Avrupa sokaklarında başının dik dolaşmasını
sağlayan bu'' dedi.
Başbakan
Davutoğlu, ''Buradan bir daha sesleniyorum, Avrupa bir gün küresel güç
olacaksa, Türkiye'nin üyeliği ile olacak. Avrupa ekonomisi bu krizden
çıkacaksa, Türkiye'nin dinamik nüfusuyla, girişimci kudretiyle çıkacak.
Avrupa için biz bir yük değiliz. Avrupa için Türkiye bir şifadır. Hem
ırkçılık hastalığına karşı bir şifadır, hem ekonomik durgunluğa karşı
bir şifadır hem de Avrupa'nın düşen gücüne karşı, Avrupa'yı ayağa
kaldıracak bir şifadır''
Brüksel'den Türkiye'ye döndükten
sonra hafta sonu Aydın ve Muğla'ya sonra da Tekirdağ'a kongreler için
gittiklerini anlatan Davutoğlu, İsviçre'den döner dönmez de Diyarbakır
ve Batman'a gideceklerini söyledi.
Aydın'da yiğit efelerle,
Muğla'da Yörük, Türkmen boylarının çocuklarıyla, Tekirdağ'da Rumelili
yiğitlerle, Evlad-ı Fatihan'ın torunlarıyla buluştuklarını anlatan
Davutoğlu, Cumartesi, Pazar günü de Diyarbakır'da Batman'da
Mezopotamya'nın Kürt yiğitleriyle buluşacaklarını söyledi.
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder