İçişleri Bakanı Ala, demokratik siyasi istikrar, Türkiye'nin en önemli kazanımı olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Demokratik siyasi istikrar Türkiye'nin en
önemli kazanımıdır. Türkiye'nin tarumar olması için buna saldırı
yaptırdılar. Allah'a şükür o seçimlerde siz dimdik durdunuz, doğru
dürüst çalıştınız ve bunlara fırsat vermediniz" dedi.
Erzincan'a
gelen Bakan Ala’yı havalimanında Erzincan Valisi Süleyman Kahraman,
Milletvekili Sebahattin Karakelle, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy,
Emniyet Müdürü Doğan İnci ile bazı partililer ve kurum müdürleri
karşıladı. Vali Kahraman’ı makamında ziyaret eden Ala ve
beraberindekiler daha sonra Erzincan Belediyesine geçti.
Ala, ziyaretlerin ardından 13 Şubat Spor Salonu'ndaki AK Parti İl
Kongresinde, AK Parti olarak tabandan tavana siyasete yeni vizyonlar
kazandırdıklarını ifade etti.
"Şimdi 'yeni Türkiye' diyoruz,
hedeflerimiz var. Bu yeni Türkiye, yeni bir yaklaşımı, yeni bir
paradigmayı, yeni bir anlayışı ifade ediyor" diyen Ala, şöyle devam
etti:
"Şimdi soru şu 'Türkiye'yi kim yönetecek? Bütün fırtınalar
bu soruya verilen cevapların etrafında dolaşıyor. Hep şunu söylediler,
'egemenlik milletindir' dediler ve noktayı koydular. Egemenlik kağıt
üzerinde milletindir' dendi. Kağıt üzerinde kaldı ama dediler ki
egemenliği 'Ankara'da kurumlar kullanacak', kurumlar. Yani memurlar,
kurum dediğiniz bir bina, yani bürokrasi, bürokratik egemenliğin adını
koyamadılar elden, gülden, milletten utandılar ama egemenliği kağıdı
nasıl yazdıysalar öyle dondurdular. Bizim kavgamız, mücadelemiz şudur.
Biz diyoruz ki 'AK Parti ve AK Parti teşkilatının temsilcileri olarak
'kardeşim bu milleti halk yönetecek halk'. İşte bunu söyleyince
fırtınalar kopuyor, bütün mesele bu. Yani Ankara'da hangi kararların
alınacağına oradaki bir avuç elit değil, siz karar vereceksiniz. Bu
ülkeyi siz yöneteceksiniz, 2023 hedeflerimiz var, 2071 vizyonumuz
var. Türkiye'de problemleri 2002 yılından beri Allah'a şükürler olsun
yoluna koyduk, saldırılara, paralel yol kesmelere rağmen yolumuza devam
ediyoruz, devam edeceğiz."
Genel seçimler
Haziranda yapılacak seçimlerde partililerden çok çalışmalarını isteyen
Ala, "Gelin önümüzdeki seçimde öyle bir arkada durun ki. Bu kadroya hep
birlikte öyle bir güç verelim ki siyasi otobanlar yapalım ve siyaseti
rahatlatalım. Kimse yan yollardan girerek, paralel yollardan gelerek,
çeteler oluşturarak yolumuza çıkamasın. İşte o zaman Türkiye'nin 2023
vizyonuna koşarak gideriz. Orada kişi başına 25 bin dolar gelir var"
diye konuştu.
Türkiye'nin büyümesini artırarak, dünyada daha da
etkin hale gelmesi için yoğun şekilde çalıştıklarını dile getiren
Ala, şöyle devam etti:
"Yeryüzünde 3 kıtayı adaletle yönetmiş
bir milletin evlatlarıyız. Türkiye'de milli geliri 25 bin dolara da
çıkarsak, 50 bin dolara da çıkarsak Gazze'deki kardeşimizin üzerine
bomba yağarsa yüreğimiz yanar. Balkanlarda kardeşlerimiz evlerinde
huzurlu değilse bizim huzurumuz bozulur. Kafkaslarda kardeşlerimiz
huzurlu değilse biz rahat uyuyamayız. Onun için diyoruz ki, 'Türkiye
kalkınacak, gelişecek ileri demokrasi hedefine kavuşacak'. Böyle deyince
bakıyorsunuz bir takım uluslararası güçlerle içerideki işbirlikçileri
harekete geçiyor. Bunları biliyor olmamız bunlara razı olduğumuz
anlamına gelmez. Bunları biliyoruz eskiden olduğu gibi şapkamızı alıp
gitmiyoruz. Aradaki fark bu. Bunları biliyoruz bunların hakkından
geliyoruz. Bunlara haddini, hadlerini bildiriyoruz. Aradaki fark budur
kardeşim. Sizin iradenizi alıp da buralarda dik durup, Ankara'ya
gittiğinde diz çökenlerden değiliz. Orada da adam gibi duranlardanız.
Çünkü sizin idarenizi kim çalmaya kalkarsa biliriz ki o bizden önce size
yapılan hakarettir. Biz size hakaret ettirmeyiz."
"Paralel yapı"yla mücadele
"Paralel yapı"nın 2009 yılından beri çözüm sürecini sabote etmeye başladığını belirten Ala, şunları kaydetti:
"2009'da buraya dikkatinizi çekiyorum yani "one minute"in de altını
çiziyorum. O, 'one minute'dan sonra paralel yapı bir ihale aldı. Taşeron
olarak bir ihale aldı ve onun ipini elinde tutanların istediklerini
yapmaya çalışıyor. Bu meseleyi çözelim toptan artık, Türkiye bundan
kurtulsun. 2009 ortaları bakın kardeşim hemen ne yaptılar? Bire bir
görüşmelerin başladığı çözülsün toptan ortadan kaldırılsın bu mesele
diye Milli İstihbarat Teşkilatımızın görüşmelerini, yabancı bir
ülkenin, ismini vermek istemiyorum buradan istihbarat örgütleriyle
ajanlarıyla iş birliği yaparak kamuoyuna sızdırdılar. Ne için işte bu
çözüm sürecini bu terör meselesini toptan çözmeyi engellemek için. Kim
yaptı bunu biliyorsunuz paralel çete yaptı. İşte bu sızdırmayı
yaptılar, biz yılmadık zannettiler ki eskisi gibi çekilip gideceğiz. Biz
inanıyoruz ki kardeşim inanmasak bu yola girmeyiz ki."
Ala,
13 Şubat Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti 5. Olağan Kongresi'nde
yaptığı konuşmada, 2013 mayıs ayının sonunda Gezi Parkı odaklı
olayların başladığını hatırlattı.
Paralel yapının Gezi
Parkı olaylarında internet üzerinden bazı hesaplarla nasıl organize
olduğunun yeni yeni ortaya çıktığını anlatan Ala, "Yazıklar olsun.
Memleketin en önemli meselesi (terör sorunu) çözülecek şu hale bakın.
Kiminle kol kola giriyor, Cumhuriyet Halk Partisi, oradaki bütün sol
gruplar, yıllarca terör örgütü mensupları, bizi, sizi irticacı diye
gammazlayıp bize karşı her türlü hareketin, darbenin içinde bulunmuş
yapılarla iş birliği içinde meseleyi organize ediyor. Görebiliyor
musunuz? Bir iki ay sonra da bu sefer örgüt o kadar hadise olunca
çekilmeyi durdurdu. Bunun sorumlusu kim? Bakın gezi olayları oluyor. 20
gün önce çekilme kararı alıp çekilmeye başlayan örgüt çekilmeyi iki ay
sonra durduruyor. Türkiye'ye maliyetini görüyor musunuz?" şeklinde
konuştu.
Her şeye rağmen yola devam ettiklerini ifade eden Ala,
MİT Müsteşarına komplo kurulduğunu, "bu meseleyi neden çözmeye
çalışıyorsun, neden bu kadar etkili ve yetkilisin" diye içeri almaya
çalıştıklarını vurguladı.
Yine yola devam ettiklerini ve bu
sefer 17-25 Aralık'ta açık bir darbe teşebbüsünü hep birlikte
yaşadıklarını dile getiren Ala, Türkiye'yi görünmez uçuruma sürüklemek
isteyenlere hadlerinin bildirildiğini ve Türkiye'nin uçurumdan tekrar
normal rayına oturtulduğunu söyledi.
"Kimseye pabuç bırakmayız"
Türkiye'nin en önemli varlığının demokratik siyasal istikrarı olduğuna dikkati çeken Ala, şunları kaydetti:
"Sizin sağladığınız AK Parti'nin istikrarıdır. Aksi takdirde yanı
başımızdaki ülkelere bakın ne hale geldiler. Bizim petrolümüz yok ama
Irak'ın petrolü var. Peki hangimiz daha iyi konumdayız biz, hangimiz
daha çok gelişiyoruz biz, neyle gelişiyoruz bu demokratik siyasi
istikrarla gelişiyoruz. Darbelerin sağladığı istikrarla da Mısır'daki
gibi sürünüyorsun hiçbir yere gidemiyorsun. 12 Eylül'ü, 1960 ihtilalini
gördük. Demokratik siyasi istikrar Türkiye'nin en önemli kazanımıdır.
Türkiye'nin tarumar olması için buna saldırı yaptırdılar. Allah'a şükür o
seçimlerde siz dimdik durdunuz, doğru dürüst çalıştınız ve bunlara
fırsat vermediniz. Elimizde en önemli meselelerden birisi işte bu çözüm
süreci ve buna devam ediyoruz. Bakınız geldiler yine '15 gün içinde çok
iyi şeyler olacak' dendi ve o Ayn el Arap, Kobani olaylarında 6-7
Ekim'de ortalığı yaktılar yıktılar. Biz sonra soruşturmalar
açıyoruz. Kamu düzenini neye mal olursa olsun sağlayacağız dedik ve
sağlıyoruz. Kimseye pabuç bırakmayız. Ama gördük ki derin bir ihanetin
de iş birliği var. Bakınız millet 'çözüm süreci olsun, bu mesele
çözülsün' diyor. Tam böyle bir kere daha çok önemli açıklamalar
yapılacak, kararlar alınacak, olaylar başlıyor. O olaylarda bazı bu
paralel çete üyeleri gördünüz televizyonlarda, 'götürdü devletin kendi
polis araçlarını sivil plakalı polis araçlarını yanan aracın üstüne
atıyor ki yansın.' Ya bu kadar ihanet olur mu? Ben oradaki safiyane
orada bulunan kardeşlerime de sesleniyorum. Bu bir örgüt haline dönüşmüş
suç işliyor, çekilin onların arasından, terk edin ve kendinize çeki
düzen verin. Yazıktır günahtır."
"Torpillemelere izin vermeyiz"
Olayların yaşandığı aynı gün bazı kişilerin güvenlik güçlerinden bir
iki günlük rapor aldıklarını ifade eden Ala, şöyle devam etti:
"Kardeşim sen zaten orada bana lazımsın yüzlercesin. Soruşturma açıyoruz
hepsine. Artık devletin kendi maaşlı memurları siyasi otoriteye ve
hükümete karşı onu zora sokacak torpillemeler yapınca derhal vaziyet
edip görevden alıp soruşturmayı açıyoruz. Hiç ona da fırsat vermeyiz.
Biz ne PKK'nın provokasyonuna ne de devlet içinde çöreklenmiş bazı
çetelerin, o paralel çetelerin politikalarımızı torpillemesine de izin
vermeyiz. Dün başka bir ilimizde yine bir torpilleme oldu ve derhal
görevden alındılar, soruşturma açıldı. Bu kadar açık net söylüyorum.
Herkes adam gibi işini bilecek, işini yapanla bizim hiçbir işimiz olmaz,
kurallara uyan, amirini, memurunu bilenlerle işimiz olmaz ama kim ki
paralel başka yapılardan talimat almaya başlar ve devletin ortaya
koyduğu politikaları ve kanunları, kuralları çiğnemeye yeltenirse
karşısında devletin yaptırımlarını bulur. Bu kadar açık ve net diyorum."
Ala, Hz. Peygambere göz göre göre yapılan hakaretlere de kesinlikle
izin vermeyeceklerini belirterek "Terörü ilk anda şiddetle reddettik.
Ama o terörü reddederken bu konudaki en üst düzey hassasiyetimizi de
dile getirdik. Çünkü yeryüzünde O'ndan daha değerli bir varlığımız yok
bizim. O’na da dil uzattırmayız, O’na da el uzattırmayız. Bu kadar açık.
Bunun için polisimiz böyle bir hakaret olmasın diye önden tedbir aldı.
Bu paralel medya, bu paralelciler utanmadan, arlanmadan Türkiye
ve dünyaya şu yayını yaptılar: 'Türkiye’de polis gazete bastı, fikir
özgürlüğü yok'. Ben ne söyleyeyim arkadaşlar. Ne kadar şirazesinden
çıkmış ve muvazenesini yitirmiş bir yapı ki bunu yapanlara söylüyoruz
böyle bir yayını yapabiliyor" diye konuştu.
Motolof atan yaktığı yerin parasını ödeyecek
İç Güvenlik Reformu Paketi'nin Meclise geldiğini belirten Ala, pakete göre artık molotof atana ceza verileceğini söyledi.
Ala, molotofun silah olduğunu ve bu paketle de silah sayılacağını ifade etti.
Onlarca insanın oturduğu yere molotof atan kişinin elini kolunu sallayarak gittiğini dile getiren Ala, şunları söyledi:
"Buna izin vermeyeceğiz. Gösteri toplantı mı yapıyorsun, yanlış bir şey
yapmayacaksan yüzüne ne diye o kırmızı şeyleri seriyorsun. Belli ki
yanlış bir şey yapacaksın. Ona fırsat verilmeyecek. Çocuklarımızın,
okulun, caminin kenarında herhangi bir yerde de olmayacak, oralarda hiç
olmayacak. Oralarda uyuşturucu bonzai satamayacaksın. Eroin neyse bonzai
o olacak. Bu paketin içinde o olacak. Hırsızı, evinde polis yakalıyor.
Bir sürü prosedür uygulanıyor, elini kolunu sallayarak gidiyor.
Gidemeyecek. Ben vatandaşımızın mal ve can güvenliğini korumak
zorundayım. Geldi gösteri yaptı, yaktı. Öyle mi parasını sen
ödeyeceksin. Kim atıyorsa molotofu o ödeyecek. Ben vatandaşımın can, mal
ve ırzını korumak için buradayım. Bunları koruyacağız ama yanlış işler
içinde olmayan bir vatandaşımıza, o da var bunun içinde, herhangi bir
güvenlik gücümüz, polisimiz, jandarmamız yanlış bir şey yaparsa onun da
cezası var. Ona da ceza vereceğiz. İşini doğru dürüst yapana mükafat ama
hiç suç işlememiş vatandaşımıza suçlu muamelesi yapana da ceza var. Biz
bir kuyumcu hassasiyetiyle vatandaşımızın, insanımızın onurunu
güvenliğini birlikte korumak zorundayız."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erdem
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, önümüzdeki seçimlerin çok önemli olduğunu söyledi.
Erdem, artık Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu ifade
ederek, "Türkiye şu mevcut darbe yasasını taşıyamıyor. Bu anayasanın
değişmesi gerekir. Bakın anayasa değişsin diye biz ciddi gayret ettik.
2011 seçimlerinden sonra komisyonlarda her parti gücü oranında temsil
edilirken biz buna bakmadık yeter ki yeni bir anayasa yapalım dedik"
şeklinde konuştu.
Kongreye, AK Parti Grup Başkanvekili Naci
Bostancı, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Erzincan Milletvekili
Sebahattin Karakelle, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ile çok sayıda
partili katıldı.
Bakan Ala, kongrenin ardından Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Birliği tarafından yaptırılan Süt Analiz
Laboratuvarı'nın açılışını gerçekleştirdi.
AK Parti Hakkari İl Başkanı Abdulmuttalip Özbek,AK Parti Hakkari İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 7 Şubat'ta yapılacak kongre çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Çözüm süreciyle insanların umutlarının
arttığını anlatan Özbek, bu kez de devreye derin ve paralel ellerin
girdiğini, özelikle Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan olayları kaygı ve
üzüntüyle izlediklerini ifade etti.
Özbek, barışa en yakın oldukları dönemde bu tür provokasyonların yaşanmasının manidar olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder